pişmanlık nickleri

bu bir pişmanlık hikayesi
nickler için tıklayın


Hayatımın bir bölümünü boşuna uğraşla geçirmişim. Pişman mıyım; ‘Evet, pişmanım’. Okumak, düşünmekten çok şey de öğrendim ama kimseye faydam olmadı. Bu nedenle pişmanım. Düşünen, bir meseleyi derinleştirmeye çalışanlara, aldığı tavırların arkasına bilgi takmaya çalışanlara hoş bakılmaz bu ülkedeBu gazetenin yayın yönetmeni olduktan bir süre sonra önemli bulduğum bir çalışma başlattım. Türkiye’de asıl dinamikleri belirlediğine inandığım ‘Muhafazakârlık’ ve ‘Milliyetçiliği’ daha iyi anlamak, yapabilirsem bu iki kavrama ‘Modernlik’ boyutunu kazandırmaya uğraşacaktım. ‘Modern muhafazakârlık/Modern milliyetçilik’ olarak bilinmeye başlayan bu çalışma birçok çevreden eleştiri aldı, bazıları projeye ‘3M’ adını takarak alay da ettiler. Ben tepkinin normal olduğunu, insanların alışık olmadıkları konulara içgüdüsel olarak tepki verdiklerini ama dünyaya yön veren iki düşünce/davranış biçimine yani muhafazakârlık/milliyetçiliğe modernite boyutunu kazandıramazsak düşünce yaşamında büyük bir eksiklik olacağını düşündüğümden çalışmalarımı hiçbir katkı alamadan sürdürmeye çalıştım.MALZEME BU İŞTE...Gazetede bu konulardaki yazılarıma, ‘Bu tür yazıların yeri gazete olmamalı’ türünde tepkiler de aldım. Bir süre sonra işin içinden tek başıma çıkamayacağımı görerek pes ettim Şimdi bakıyorum da; giriştiğim işin imkansız olduğunu söyleyenler aslında haklıymış. İyi ki de kısa sürede bırakmışım uğraşmayı. Baksanıza başına ‘Modernizm’ takmayı düşündüğünüz akımlara... Milliyetçilik de muhafazakârlık da kalitesizlikten dökülüyor, hatta utanç verici durumdalar. Milliyetçi olduklarını iddia edenler, bir cinayetin görüntülerini kullanarak şarkılı, türkülü klip yapabiliyor. Muhafazakârlar ise bazı güzel geleneklerimize sahip çıkıp bunları günün şartlarına uyduracak yerde, her şeyi silip, yıkıp yeni hayat tarzları tanımlamaya girişebiliyorlar. Malzeme bu işte... Bu insanların kafa yapısında olabilecek düşüncelerin modernleşmesi mümkün mü? Değil tabii... Bunun teorisini yapmak da mümkün değil. Çünkü teori hayattan kopuk değildir, olmamalıdır.Şimdi, ben Alman filozoflardan bolca alıntılı, teorik açıdan iç tutarlılığı bulunan bir ‘Modern milliyetçilik’ yazısı yazabilirim (şimdi tam hatırlamıyorum ama galiba o zamanlar bunu bile yaptım bu gazetede)msn nickleri euroalem.com ama ne olacak ki; insan malzememize hiç uymaz bunlar. O insan malzemesi düşünmekten hoşlanmıyor, derinleşmek hiç istemiyor, eğer illa da düşünmek zorunda kalacaksa fikrin mutlaka olabildiğince yüzeysel , basit olması gerekiyor. ŞAŞIRTICI GELMİYORBir cinayet görüntüleriyle verilen türküler milliyetçi tavır sayılabiliyor, din gibi derin, felsefi boyutu yoğun olan bir düşünce kılık, kıyafet militanlığına indirgenebiliyor.Hayatımın bir bölümünü boşuna uğraşla geçirmişim. Pişman mıyım; ‘Evet, pişmanım’. Okumak, düşünmekten çok şey de öğrendim ama kimseye faydam olmadı. Bu nedenle pişmanım. Memleketteki durumun ne düzeyde olduğunu bildiğimden Şerif Mardin Hoca’ya da saldırılar olması şaşırtıcı gelmiyor bana. Düşünen, bir meseleyi derinleştirmeye çalışanlara, aldığı tavırların arkasına bilgi takmaya çalışanlara hoş bakılmaz bu ülkede. Ama olsun, meydan da bu tür cahillere boş bırakılmayacak gayet tabii ki... Çünkü milliyetçilik ve muhafazakârlık cehaletin eline bırakılmayacak kadar önemli iki kavram. Her halukârda bunlar yeniden tanımlanacak, Türkiye yenilikleri kendi geleneklerine uygun şekilde yeniden inşa edecek. Serdar TURGUT